Değerli Okurlarım, Bildiğiniz gibi, Batman son 30 yıl içinde inanılmaz bir hızla büyüdü ve dönüştü. Geçmişte kent merkezinde en yüksek yapı sayısı nadiren dördü geçerdi. Yüksek katlı binalar yok değildi, ama sayıları çok azdı. Oysa bugün, o eski bahçeli evlerden, tek katlı veya çift katlı yapılardan neredeyse eser kalmadı. Kentsel dönüşüm projeleri ve kat karşılığı anlaşmalarla hem eski evler hem de boş araziler, hızla yükselen katlara, apartmanlara ve sitelere dönüştü. O eski günlerde, hemen hemen her evin bir bahçesi vardı ve bu bahçeler hayat doluydu. İnsanlar bahçelerinde tavuk, kaz gibi kanatlı hayvanlar besler, hatta köpekleri için bile yer ayırırlardı. Organik beslenmenin, toprağa dokunmanın ne demek olduğunu bilirdik. Fakat katlar yükselip, binalar sitelere dönüştükçe o bahçeler ve onlarla birlikte gelen doğal yaşam kültürü de yok oldu. Evet, günümüzde sitelerde bina sakinlerinin oturabileceği kamelyalar ve banklar var ama o eski organik yaşamdan ve kanatlı hayvan seslerinden eser kalmadı.   Ancak değişen sadece kentimizin fiziki yapısı değil. Maalesef, bu hızlı betonlaşma sürecinde insanımızın fikri ve zikri de değişti. Apartman dairelerinde yükselen yeni nesil, sitelerin içinde kalan sınırlı yeşil alanda bile Allah'ın yarattığı dilsiz dostlarımıza tahammülsüz hale geldi.   Bırakın kanatlı hayvanları, site bahçesinde yaşayan bir kediye bile yer vermek istemeyen, onları rahatsızlık kaynağı olarak gören bir zihniyetle karşı karşıyayız. Doğayı, ağacı, kediyi, köpeği sevmeyen ve bu dilsiz hayvanlara zaman zaman zulüm yapmaktan çekinmeyen bir nesil yetişiyor. Onları toplayıp, boş arazilere ölüme terk etme gibi vicdanımızı sızlatan olaylar yaşanıyor.   Gerçekten de günümüzde, bu tür olaylar karşısında insanlığımızı yitirdiğimizi düşünmeden edemiyorum.   Unutmayalım ki, sadece ibadet etmekle iş bitmiyor. İnancımızın ve insanlığımızın temelinde vicdan yatar. Hayvanlara merhamet göstermeyen, doğaya saygı duymayan bir kalbin, tam anlamıyla huzur bulması mümkün değildir. Vicdan, tüm ibadetlerin ve iyi amellerin özüdür.   Bu vesileyle, tüm okurlarıma çağrım: Doğaya ve Allah'ın yarattığı tüm canlılara karşı sorumluluğumuzu hatırlayalım. Batman'ın yükselen katları arasında kaybolan sadece bahçelerimiz değil, aynı zamanda vicdanımız ve merhametimiz olmasın. HOŞÇA KALIN