Merhaba değerli okurlar, Bugünkü yazımda, yıllardır hepimizin zihnini meşgul eden bir konuya değinmek istiyorum: Yeni yetişen gençlik. Gerçekten de şimdiki gençlikle geçmişin gençliği arasında dağlar kadar fark var. Otuz yıl öncesine baktığımızda, o dönemin gençleri belki bugünküler gibi sosyal medya ve akıllı telefonlarla iç içe değildi; bilgi teknolojisi bu denli yaygınlaşmamıştı. Ancak sahip oldukları, belki de günümüzde özlemle aradığımız bazı değerler vardı: Saygı vardı.
O zamanın gençleri, gecenin geç saatlerine kadar dışarıda olmaz, en önemlisi büyüklerine karşı derin bir sevgi ve saygı gösterirdi. Baba sözü dinlenir, babalarının karşısında daha saygılı bir duruş sergilenirdi. Sigara, gençlerin ağzına dahi yaklaşmazdı; söz dinlerlerdi. Peki ya şimdiki gençler? Bir kelime söyleyin, bin cevap işitin.
Kırk yıl öncesine gidelim. Batman henüz bir ilçeydi ve bugünkü gibi gelişmiş değildi. En yüksek bina iki veya üç katı geçmezdi. Araç sayısı yok denecek kadar azdı. Gençler kışın çamur, yazın toz içinde kalırdı ama yine de mutluydu. Cafe, oyun salonları, lüks alışveriş merkezleri, şık pastaneler Hiçbiri yoktu. Düşünün, o dönemde sadece tek kanal olan TRT 1 izlenirdi. Tüm bu yokluklara rağmen, o dönemin gençleri mutluydu.
Peki ya bugünün gençleri? Onlar çok şanslı ama ne yazık ki bu şansın kıymetini bilmiyorlar. Televizyon mu izlemek istiyorlar? Binlerce kanal arasından istediklerini seçebiliyorlar. Tüm dünya nimetlerinden faydalanabiliyor, ceplerinde baba parası, altlarında lüks araçlarla adeta har vurup harman savuruyorlar. Gece geç vakitlere kadar dışarıda gezip tozuyorlar. Keşke sadece bununla yetinselerdi! Baba karşısında sigara içmeler, anne veya babaları "Nerede kaldın oğlum?" dediğinde "Sen kimsin ki bana karışıyorsun?" dercesine küstahlaşmalar... Neredeyse anne babalarını dövecek hale geliyorlar.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz, yaşlılarımızı teslim edeceğimiz bir nesilden bahsediyorum. Sanki ölene kadar baba parası yiyeceklermiş gibi, geleceklerini düşünmeden, en güzel çağlarını ve en verimli günlerini heba eden bir gençlik var karşımızda. İleri de çok pişman olacaklar belki de. Bu şekilde harcadıkları için büyük bir pişmanlık duyacaklar.
HOŞÇA KALIN.