Merhaba Değerli Batman Olay Gazetesi Okurları, Maalesef günümüzde dürüstlüğün bazı kesimlerde pek fazla prim yapmadığına hepimiz şahit oluyoruz. Dünya kendi ekseninde dönmeye devam etse de, değişen biz insanlarız. Menfaat, üçkâğıtçılık, kibir ve ego; bugün ne yazık ki bazı ilişkilerin temelini oluşturuyor. Yakınlarına, ailesine tepeden bakan, kendini herkesten üstün gören bu tür insanlar toplumda iyi mi karşılanıyor dersiniz? Asla!
Ancak şu acı bir gerçektir: Yağcılık yapan, el pençe duran, arkadaşını ispiyonlayan; siyasetçilerin, kamu kurum müdürlerinin ve bazı küçük çıkar gruplarının gözünde her zaman daha fazla değer kazanıyor. Sanki bu zamanda dürüst olmak tüm kapıları kapatıyorken, hırsızlık, üçkâğıtçılık ya da dostunu satmak; kapıları sonuna kadar açıyor ve sizi o azınlığın gözünde neredeyse bir "imparator" mertebesine yükseltiyor.
Peki, bu durumda dürüst olmanın bir manası kalmadı mı? Hayır, tam tersi! İşte tam da bu kokuşmuş düzen içinde, o "bir elin parmağını geçmeyen" dürüst insanlar çok daha kıymetli. Menfaate dayalı ilişkilerin, yalanın ve riyakârlığın prim gördüğü bir ortamda; doğrulukta, adalette ve hakkaniyette direnmek, gerçek bir onur mücadelesidir.
Elbette, kısa vadede yalancılar, üçkâğıtçılar ve yağcılar 'başarılı' görünebilirler. Belki makam sahibi olurlar, belki maddi zenginlik kazanırlar. Kapılar onlara açılır, elleri sıkılır. Ancak unutulmamalıdır ki, yalan üzerine kurulu hiçbir yapı kalıcı değildir. Bugün size kapıları açan o menfaat zinciri, yarın başkasına daha büyük bir çıkar gördüğünde size aynı hızla kapanacaktır. Güven, sadakat ve dürüstlük üzerine inşa edilmeyen her başarı, temelsiz ve boştur.
Gerçek güç, zor zamanlarda karakterden ödün vermemektir. Dürüst insan, başını yastığa koyduğunda vicdanı rahat olandır. Onun kazancı, makamlardan ve geçici alkışlardan çok daha büyüktür: İtibar ve Onurdur.
Bu zamanda dürüst olmak, belki size her kapıyı açmaz, belki sizi bir 'imparator' yapmaz, ama en azından sizi insana yakışır bir yaşamın sahibi yapar. Dürüstlük, bir seçimdir. Zor bir seçimdir, evet; ama bir insanın kendisine ve değerlerine verebileceği en büyük hediyedir.
Biz, biliyoruz ki, bir toplumun gerçek gücü, dürüst ve onurlu fertlerinin sayısındadır. Eğer her birimiz, o küçük ama güçlü 'dürüstler' grubunda yer almayı seçersek, o menfaatperest düzen, yavaş yavaş gücünü kaybedecektir.
Bırakın kapılar kapalı kalsın. Bizler, o kapıların açılmasını sağlayacak kirli anahtarları reddederek, kendi değerimizle yaşamaya devam edelim. Unutmayalım ki, yarın bu dünyada geriye sadece dürüstlüğün ve karakterin bıraktığı iz kalacaktır.
HOŞÇA KALIN!